Ben, diğer yaşam biçimlerini, yemekleri, gözlemlemeyi ve seyahati deneyimlemeye adanmış biriyim. Başkalarının kültürünü anlamak için karşılıklı dilin önemli olduğuna inanıyorum. Seyahate, müziğe ve fotoğraflara düşkünüm. Dünya müziğini deneyimlemeyi seviyorum, zihinleri açan ve sınırları yıkan müzikleri keşfetmeyi seviyorum.
Neden İstanbul? Çünkü İstanbul benzersizdir. Atina, İskenderiye, Antakya, Roma veya daha sonrası olan Bağdat ve Şam gibi tek kültürlü şehirlerden farklıdırlar, tarihsel devamlılık veya çok kültürlü bir bileşeni barındırmazlar.
17. yüzyılda hiçbir şehir İstanbul ile kıyaslanamazdı. İstanbul, ‘Tek Şehir’ (şehr-i yegane), eşsiz ve eşi benzeri olmayan bir şehirdir. İşte bu yüzden Napolyon şöyle dedi: “Eğer dünya sadece bir ülke olsaydı, İstanbul başkenti olurdu.”
16. yüzyılda İstanbul’u araştırmak için gelen ve hala birincil başvuru kaynağı olan eski objelerin ve yapıların topografisini araştıran Pierre Gilles, kitabının başında şunları söylüyor: “Diğer tüm şehirler ölümlüdür, ama ben İstanbul’un insanlık var olduğu sürece yaşayacağını düşünüyorum.” Bir Çinli yazar İstanbul’dan ‘şehirlerin şehri’ olarak bahseder.
Biz ona ‘efsanevi şehir’ diyoruz.
Beni nerede bulabilirsiniz? www.tikabasamuzik.com, Flickr.
