Türk sağlık sektöründe bir salgın patlak vermiş durumda. Sağlık meslek kuruluşları ve uzmanlık dernekleri, çoklu viral enfeksiyonların bir arada görüldüğü bu salgın döneminde, yoğun bakım ve acil servislerdeki yoğunluğun arttığını belirtiyor. Türk Yoğun Bakım Derneği, yoğun bakım doluluk oranlarının %100’ü bulduğunu açıklarken, Türkiye Acil Tıp Derneği de acil servislerin aşırı yük altında olduğunu uyarıyor. İstanbul Tabip Odası ise yaşanan çoklu viral enfeksiyon salgınının en yoğun olarak İstanbul’da görüldüğünü ifade ediyor.
Hastanelerdeki yoğunluktan ötürü randevu bulamayan poliklinik hastalarının acile akın ettiği, kapasitesi üzerinde çalışan acil servislerde aksamaların yaşandığı belirtiliyor. Bu durum, yoğun bakım yataklarının en çok bulunduğu İstanbul’da yetersiz alt yapıya sahip yoğun bakım servislerinin açılmasına ve entübe hastaların kırmızı alanlarda izlenmesine neden oluyor.
Çoğunlukla mevsimsel grip semptomlarıyla seyreden hastalık, diğer viral enfeksiyonlarla bir arada görülerek uzun süren bir seyir izliyor. Türk Tabipleri Birliği’ne göre toplumda “İnfluenza (A ve B), RSV, COVID-19’un çeşitli varyantları ve rinovirüs gibi diğer eski virüslerle birlikte miks bir salgın” yaşanıyor. Hekimler, aşıların önemi üzerinde durarak, gribe karşı aşılamanın hastane yatışlarını azaltabileceğini belirtiyor.
Ancak, toplu taşıma gibi toplu kapalı alanlarda maske kullanılmasını ve korunma önlemlerinin alınmasını tavsiye eden uzmanlar, sağlık otoritelerinin uyarı yapmamasının büyük bir eksiklik olduğunu belirtiyor. Salgının yayılması durumunda alınacak önlemler konusunda halkı bilgilendirmenin ve aşı karşıtlığı safsatalarının önüne geçmenin önemine vurgu yapılıyor.
Bu süreçte, yoğun bakım ve acil servislerde çalışan sağlık çalışanlarının da aşırı yük altında olduğu ve sistemin çökebileceği endişesi dile getiriliyor. Sağlık otoritelerinin ve halkın işbirliği içinde salgınla etkili bir şekilde mücadele etmesi gerektiği vurgulanıyor.Meslek örgütleri ve dernekler, birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi ve salgın dönemlerinde üçüncü basamak hizmetlerinin çökmemesi için gerekli altyapının oluşturulması konusunda uyarılarda bulunuyor. Bu sürecin yönetilmesinde ve hastalara etkili sağlık hizmeti sunulmasında tüm paydaşların işbirliği içinde hareket etmesi gerektiği önemle belirtiliyor.