İbrahim Aycan, İstanbul’un güney kıyılarında bulunan, araç trafiği olmayan Buyukada adasında yeni tanıtılan elektrikli minibüslere karşı şiddetli bir mücadele yürütüyor. Ada Arkadaşları Derneği’nin başkanı olan avukat Aycan, adanın huzurlu bir yaşam sürdüğünü ve bu elektrikli araçların insanları üzdüğünü belirtiyor. Büyükada, İstanbul’un 16 milyon nüfusunun birçoğu için popüler bir turistik destinasyon ve birçok kişi için bir sığınak olan Prens Adaları’ndan biridir. Ada, motorlu araçlara izin vermezken, hatta 2020 yılında yerel doğayı korumak amacıyla atlı arabaları yasaklamıştı.
Ancak tartışmalı yeni minibüsler, 15 Haziran’da hizmete girdi ve adaların dar sokaklarında dolanmaya başladı. Yeni ulaşım moduna karşı protestonun liderlerinden biri olan Aycan, ada sakinlerinin “canavar otobüsler” olarak adlandırdığı bu araçlarla karşılaştığında kendi bedenini yol kapanı olarak kullanıyor. İlk gün sekiz protestocu gözaltına alındı ve yerel halk, o günden bu yana her gün ve spontane olarak gösteriler düzenlemeye devam ediyor.
İstanbul Belediyesi, muhalefet partisi CHP tarafından yönetilmekte olup, minibüsleri savunarak toplu taşımacılığın ada sakinleri için “vazgeçilmez” olduğunu ve özellikle yaşlılar için önemli olduğunu belirtti. Bunun yanı sıra bu minibüslerin, mevcut küçük elektrikli servisten farklı olarak engellilere erişilebilir olduğunu savundu.
İstanbul’un kent konseyi ise, belediyeye yakın bir diyalog halinde olan kar amacı gütmeyen bir kuruluş olarak, minibüslere karşı çıktı. 1930’larda adalarda araçlar yasaklanmış ve 1984 yılından bu yana ise yürüme bölgesi ve koruma altında bir alan haline gelmiştir. Alyanakyan, belediyenin sonunda geri adım atacağından emin. Aktivist, Detroit yakınlarındaki Mackinac Adası’nda Temmuz ayında gerçekleştirilecek bir festivalde yer alacak ve araç trafiğinin olmadığı yolları ile bilinen bu adada yetkililerle konuşacak. “Onlara, ‘Nasıl dayandınız? Baskılara karşı direnirken nasıl tutundunuz?’ diyeceğim” dedi.
