Şimdi, ayrımcılığa, baskıya ve zulme hayır demenin vakti geldi. Toplum olarak özgüvendi, yepyeni bir başlangıca hazırız. Medyada her zaman belirgin olan şablonlardan bahsediyoruz. Bayram geldi mi din ağırlıklı yayınlar, yaz mevsiminde diyet reçeteleri ve tatil bölgelerinin tanıtımı gibi içerikler ön planda olur. Seçim sürecinde ise her sabah “halkın nabzı” tutulur, adaylar halka tanıtılır, ancak ne yazık ki etik değerler bir kenara iterilir. Yalanlar, komplolar ve polemikler gündeme gelir. Şovlar yapılır, reytingler peşinde koşulur.
Kamuoyu genellikle bu durumlardan rahatsız olduğunu belirtir, ancak çoğu zaman tepkiler sadece bir görüntüden ibarettir. Bu seçim sürecinde de benzer olaylar yaşanmaktadır. Politikacılar, seçmenler, her sabah maskelerini takarlar ve defalarca kez izlediğimiz tiyatro oyununun bir benzerini oynarlar.
Ülkemizde yıllardır seçimler yapılmaktadır. Ancak ne yazık ki seçmenler genellikle şikayet etmekle yetinir ve genellikle kişisel menfaatlerini gözetirler. Fakat unutmamalıyız ki, her seçim döneminde oyunlar sahnelenir, figüranlar tutulur ve her şey belli bir senaryo dahilinde ilerler.
Yaklaşan seçim gününde mührümüz elimizde. Bu sefer önemli olan ezilenlerin yanında olmak veya hamasi söylemleri reddetmek. “Evet ve hayır” demenin önemi büyüktür. Şimdi ayrımcılığa, baskıya ve zulme hayır demenin zamanıdır. Özgüvenimizi tazelemek, yeni bir döneme hazırlanmak için adımlar atmalıyız. Şimdi, birlikte inşa edeceğimiz yeni bir geleceğe doğru ilerlemek zamanıdır.
Paslı bir çiviyi duvardan söker gibi, çürük bir dişi çeker gibi, vicdanımızın sesini dinlemeli ve yarının pusulasını belirlemeliyiz. Artık son karar günü yaklaştı, umut dolu bir nefes almak için hazır olmalıyız. Bu seçim sürecinde önemli olan kararlarımızı doğru ve adil bir şekilde vermektir. Birlikte, daha aydınlık bir gelecek için hareket etmenin zamanı gelmiştir.
