Türk ve Pakistan ilişkileri, tarihsel bir perspektiften de incelendiğinde, iki ülke arasındaki ilişkilerin sadece askeri işbirliği ile sınırlı kalmadığı görülüyor. 20. yüzyılın başlarına dayanan ilişkiler, Müslümanların Kurtuluş Savaşı’ndaki desteğiyle başladı. Pakistan ve Türkiye arasındaki ilişkiler, Abdullah Çavuş, Nuri Conker ve Karabekir Paşa gibi Türk subaylarının Pakistan’da eğitim vermesiyle güçlenirken, 1954 yılında “Dostluk ve İşbirliği Anlaşması” ile resmiyet kazandı.
Günümüzde ise Türkiye ve Pakistan arasındaki askeri işbirliği ve ticari ilişkilerde artış görülüyor. 2018’de imzalanan MİLGEM korvet anlaşması ve 30 ATAK helikopteri satışı gibi stratejik anlaşmalar, iki ülkenin savunma sanayilerinin gelişimine de katkı sağlıyor.
İki ülkenin birlikte gerçekleştirdiği ortak tatbikatlar ve askeri eğitim programları da ilişkilerin derinleşmesine olanak tanıyor. Ayrıca, ekonomik işbirliği alanında da yakınlaşma yaşanıyor. İki ülke arasındaki ticaret hacminin artırılması ve yatırım olanaklarının geliştirilmesi, ticari ilişkilerin güçlenmesine katkı sağlıyor.
Ayrıca, Türk dizilerinin Pakistan’da popüler hale gelmesi ve ortak dizi-film prodüksiyonları gibi kültürel çalışmalar da iki ülke arasındaki ilişkilerin geniş bir perspektifte değerlendirilmesine olanak tanıyor.
Bununla birlikte, Türkiye’nin Pakistan ile olan ilişkilerinde Hindistan faktörü de önemli bir rol oynuyor. Pakistan’ın Hindistan ile yaşadığı sorunlar ve bölgedeki jeopolitik gerilimler, Türkiye’nin Pakistan’a verdiği destek ve askeri işbirliğini de şekillendiriyor.
Sonuç olarak, Türkiye ve Pakistan arasındaki ilişkiler hem tarihsel bir perspektiften hem de güncel gelişmeler ışığında incelendiğinde, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın hem askeri hem de ekonomik alanlarda derinleştiği görülüyor. Bu yakınlaşma, bölgesel ve uluslararası düzeyde de önemli etkiler yaratıyor ve iki ülkenin karşılıklı çıkarları doğrultusunda daha da güçlenmesi bekleniyor.
