How to save the Turkish social security system? | Daily Sabah - Daily Sabah

Türk sosyal güvenlik sistemi nasıl kurtarılır? | Daily Sabah

Türkiye, son iki yılda önemli sosyal politika reformları geçirmiştir. Erken 2000’lerde sınırlı bir Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı sistemiyle başlayan, Türkiye Sosyal Devleti hizmet kapsamı ve bütçe tahsislerinde önemli ilerlemeler kaydetmiştir. 2000 yılında %67 olan sosyal güvenlik kapsamı, 2023 yılına gelindiğinde nüfusun %99’un üzerine çıkmıştır. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verilerine göre, sosyal harcamaların gayri safi yurt içi hasılaya oranı 1999 yılında %5,7 iken, 2019 yılında %12,43’e yükselmiştir. Benzer şekilde, 1999 yılında gayri safi yurt içi hasılaya oranla emekli maaşı harcaması, 2019 yılında %0,899’dan %7,545’e yükselmiştir. Bu istatistikler sadece rakamları değil, aynı zamanda topluma yüz milyarlarca dolarlık yatırımı yansıtmaktadır. Ciddi yapısal dönüşümler de gerçekleştirilmiştir. 2003 Sağlık Dönüşüm Reformu ve 2012 Genel Sağlık Sigortası (GSS) sistemi, sağlık hizmetlerinin temellerini güçlendirmiş, hizmet altyapısı ülke genelinde tamamen yenilenmiştir. Benzer şekilde, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın kurulması ve kapsamlı sosyal hizmetler ve sosyal yardım programlarının tanıtılması ile toplumun geniş kesimlerinden yararlanmıştır.

Son 20 yıl, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümeti tarafından sosyal politikalarda sessiz devrimlerle geçmiştir. Bu dönüşüm içinde, özellikle sosyal güvenlik sisteminin ele alınması gerekmektedir. Bismarck modeli dayalı Türk sosyal güvenlik sistemi, 1990’ların sonunda mali ve idari olarak çökme noktasına gelmişti. Zayıf hizmet kalitesi ve sınırlı kapsama ek olarak, ekonomik olarak sürdürülemez bir yapı haline gelmişti. 2008 Sosyal Güvenlik Reformu ile sisteme kapsamlı yasal ve idari değişikliklerle sürdürülebilir bir denge getirilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun kurulmasıyla, parçalı sosyal güvenlik idareleri tek bir çatı altında birleştirilmiştir.

Ancak, bu dönüşümler kendi zorluklarını da beraberinde getirmiştir. Ne yazık ki, son yıllarda ciddi sorunların ortaya çıktığı görülmektedir. Şu anda Türk sosyal güvenlik sistemi ciddi karşılaşmalarla test edilmekte ve ilerleyen idari ve mali zorluklarına işaret etmektedir. Sosyal güvenlik sistemleri kar amacı gütmemekte, düşük gelir gruplarını sosyal transferlerle desteklemeyi amaçlamaktadır. Ancak, bu açığı gerçekçi bir şekilde yaratması kabul edilebilir; yani, topladığı gelirleri ihtiyacı olanlar için sosyal transferlere dönüştürmesi önemlidir.

Gördüğünüz gibi, Türkiye’deki sosyal güvenlik sistemini iyileştirmek ve dönüştürmek önemli bir hedef olmaya devam etmektedir. Bu teknik ve uzun vadeli bir süreçtir, ancak acil ve etkili adımlar atılması gereklidir. Türkiye’nin sosyal güvenlik alanında daha sürdürülebilir, etkili ve vatandaş memnuniyetini artıracak politikaların hayata geçirilmesine olan ihtiyaç, ulusal çıkarlar açısından önemlidir.