Yarın sandık, siyasi kısır polemikler ve koltuk kapma hesaplarıyla dolu geçen bir seçim sürecinin ardından geldi. Muhalefet cenahında ayrılıklar, beklentiler, kırgınlıklar ve küskünlükler türbülansa neden oldu. Kaba dil ve üslup dozajı yükseldi, nezaket kayboldu, gerilim arttı. Her parti ve aday, mavi boncuk veren kamuoyu araştırmalarıyla kazanmış havasında. Ancak her politikacının iddiasına rağmen, itidalli olmak ve ülkenin yararını düşünmek önemli. Keskin açıklamalar ve provokatif paylaşımların anlamı yok, seçmeni beklentiye sokmanın gereği yok. Vatandaşlık görevi olarak sandığa gitmek ve tercihini yapmak şart.
Ancak, siyasi tercihlerin yanı sıra oyların YSK tarafından belirlenen kriterlere uygun şekilde kullanılması da önemli. Geçersiz oylar, sandık sonucunu etkileyen bir durum ve kritik denge hesapları için belirleyici olabilir. 31 Mart 2019 seçimlerinde İstanbul’da yaşananlar, geçersiz oy oranlarının yüksekliğini ve seçimlerin iptal edilmesine neden olmuştu. Bu gibi durumların tekrarlanmaması için dikkatli olunmalı. Sandık başında görev yapacak kişilere özel eğitim verilmesi de gereklidir.
Yarınki seçimde tansiyon yüksek, provokasyon iddiaları havada uçuşuyor. Sakinliği korumalı, sağduyulu olmalıyız. Siyasetçilerin ihtirası toplumun huzurundan önemli değil. Halkın iradesinin tecelli edeceği bir seçim yaşayacağız. Her seçmen kendi vicdanıyla baş başa kalarak oyunu kullanacak. Kim kazanırsa kazansın, hizmet bekleyeceğiz. Bugün ayrı partilere oy versek de yarın birlikte aynı mahallede yaşayacağız, aynı kişilerle komşuluk yapacağız. Yarın sandık, tercihlerimizle birlikte ülkemizin geleceğini belirleyeceğiz. Bu nedenle, oy kullanırken dikkatli olmalı, demokrasiye sahip çıkmalıyız. Her oy önemlidir, ülke ve millet için doğru tercihi yapmalıyız.
