Perizade, ya da gerçek adıyla Fidan Doğan, “Kürt Amazon” olarak da bilinen bir isim. Ancak bu unvanı alırken sadece geçmişte yaşanan bir hikayeden bahsetmiyor.
Perizade, Kürt kızı olarak adlandırıldığı için doğuştan fedakar bir ruha sahip olduğunu ve annesiyle başladığı savaşı hayatta olduğu sürece sürdüreceğini söylüyor. Annesinin onun için verdiği en büyük tavsiye ise bağımsızlığı için savaşması gerektiği yönünde olmuş. Bu tavsiyeyi aldığı günden beri kendini güçlü bir savaşçı olarak gören Perizade, bu savaşı vermek için hiçbir zaman geri adım atmayacağını belirtiyor.
Ancak, genç yaşta yaşadığı trajediler onu güçlü kılan unsurların başında geliyor. En büyük acısı annesini kaybetmesi olmuş. Ancak bu acı onu zayıflatan bir etken değil, tam tersine daha da güçlendirmiş. Bu nedenle de kendini sık sık “geç kalmış bir hikaye” olarak tanımlıyor.
Perizade, Kürt halkının yaşadığı zorlukları da yakından takip ediyor ve bu konuda duyarlılığını her fırsatta gösteriyor. Kürt kültürünü ve kimliğini korumak adına da aktif bir şekilde mücadele eden Perizade, özellikle kadın hakları konusunda da duyarlı olduğunu belirtiyor. Kadınların güçlü bir şekilde seslerini duyurabilmeleri için çaba harcıyor ve kadınların toplumdaki yerlerinin daha da güçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Kendi hikayesinden esinlenen Perizade, genç kızlara ve kadınlara da cesaret vermek istiyor. Hayallerinden asla vazgeçmemeleri gerektiğini ve her zaman savaşmaları gerektiğini belirtiyor. Bu nedenle de genç kızlara örnek olmak adına aktif bir şekilde sosyal medyadan sesini duyurmaya çalışıyor.
Perizade’nin hikayesi, sadece bir kişinin yaşadıklarını anlatmıyor. Aynı zamanda Kürt halkının tarihine ve mücadelesine de ayna tutuyor. Bu nedenle de Perizade’nin hikayesi, geçmişle gelecek arasında köprü oluşturan bir hikaye olarak öne çıkıyor.
Sonuç olarak, Perizade’nin hikayesi sadece bir geç kalmışlık örneği değil. Aynı zamanda bir kültürün ve bir halkın mücadelesini anlatan bir destan olarak da karşımıza çıkıyor. Perizade’nin cesareti ve kararlılığı, genç kuşaklara ilham olacak nitelikte ve bu nedenle onun hikayesi herkes tarafından mutlaka duyulmalı. Onun hikayesi, sadece bir kişinin değil, bir toplumun ve bir kültürün hikayesi olarak da belleklere kazınmalı.
