ABD, dünya kapitalizminin en gelişmiş örneği olarak kabul ediliyor. Ancak, Covid-19 salgını krizi ABD’nin sağlık sistemi ve yönetimindeki sorunları açığa çıkardı. Çin’deki salgının başladığı tarihten itibaren ABD’nin salgına karşı aldığı önlemler yetersiz kaldı. Hastalığın yayılmasına engel olabilmek için atılması gereken adımların zamanında atılmadığı görüldü. Washington Post’un 70 günün ziyan edildiği iddiası da bu yönde ciddi bir eleştiri getiriyor.
ABD’de özel sektöre dayalı sağlık hizmetleri ve sigorta sistemleri, salgın sürecinde kötü bir performans gösterdi. Özellikle yoksul kesimlerde sağlık sigortası olmayan insanların sağlık hizmetlerinden yararlanamaması ciddi bir sorun teşkil etti. Ayrıca hastaneler arasında dağılım adaletsizliği ve eksiklikler nedeniyle tedavi görmek isteyenlerin mağduriyet yaşadığı görüldü.
ABD’nin sağlık sistemi, uluslararası standartlara göre de olumsuz bir durumda. Kişi başına yapılan sağlık harcamaları ve sağlık altyapısı açısından ABD’nin diğer gelişmiş ülkelerden geride kaldığı görülüyor. Bu da salgın sürecinde halkın sağlığından önce ekonomik kaygıların öne çıkmasına neden olmuş gibi görünüyor.
Diğer yandan, ABD ile Çin arasındaki jeopolitik rekabetin de salgının etkilerini artırdığı belirtiliyor. Çin’in salgını gizlemeye çalışması ve bilgi paylaşımını kısıtlaması, uluslararası iş birliği olanaklarını daralttı. Aynı şekilde ABD’nin de salgını ciddiye almaması ve uzun süre seçim kampanyası odaklı politikalarını sürdürmesi, pandemi sürecinde etkin bir mücadele planının oluşturulmasını engelledi.
Sonuç olarak, ABD’nin Covid-19 salgını krizi, ülkenin sağlık sistemi zayıflıklarını ve yönetimdeki sorunları gün yüzüne çıkardı. İlerleyen süreçte bu tür krizlere karşı daha etkili bir şekilde hazırlıklı olabilmek için yapısal değişiklikler ve uluslararası iş birliği önem kazanacaktır. Jeopolitik rekabet ve ulusal çıkarlar gözetilirken, halk sağlığı öncelikli bir konu olarak ele alınmalıdır. Gelecek krizlere karşı güçlü ve etkin bir sağlık sistemi oluşturulmalıdır.
