Kızılay, 150 yıldan fazla bir süredir dernek statüsünde faaliyet gösteren bir kuruluş olarak biliniyor. Ancak 2019 yılında Kızılay’ın faaliyetleri, Kızılay Yatırım Holding ve 11 farklı şirkete bölünerek şirketleşme sürecine girdi. Bu durum, Kızılay’ın afetlere müdahalesini etkilediği ve yöneticilere huzur hakkı gibi eleştirilere yol açtı.
Bu şirketleşme süreci, haberin yayımlandığı tarihe kadar Kızılay’ın sorulara yanıt vermemesiyle birlikte detaylı bir şekilde incelendi. Eski Kızılay yöneticilerine göre, şirketleşme süreci para yönetiminin denetlenmesini engellemiş ve acil müdahale süreçlerini aksatmıştır. Ahmet Hizanlıoğlu gibi eski yöneticiler, afet müdahalelerinin eskiden daha hızlı gerçekleştiğini ve yerel birimlerin daha etkin bir şekilde hareket edebildiğini belirtiyorlar.
Şirketleşme süreci sırasında, Kızılay’ın yöneticilerinin huzur hakkı alması ve yöneticilerin sayısının artması gibi konular da gündeme gelmiştir. Huzur hakkı konusunda yapılan eleştirilerin yanı sıra, şirketleşme sürecinin Kızılay’ın temel prensiplerine zarar verdiği yönünde iddialar da bulunmaktadır.
Kızılay’ın şirketleşmesinin afet müdahale süreçlerine nasıl etki ettiği ve bu süreçte yaşanan sorunlar, eski yöneticiler ve diğer uzmanlar tarafından detaylı bir şekilde değerlendirilmektedir. Ayrıca, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu’nun Türkiye Delegasyonu Başkanı da şirketleşme sürecinin dünya genelinde bir uygulama olduğunu ve kuruluşların bağımsızlığını ve sürdürülebilirliğini sağladığını belirtmiştir.
Ancak, Kızılay’ın stoklarının yetersiz olduğu ve afet müdahalede yaşanan aksaklıkların önümüze çıkmasının ardından, kurumun şirketleşme süreci ve afet müdahale politikaları yeniden gözden geçirilmeye başlanmıştır. Bu süreçte Kızılay’ın aldığı kararların ve uygulamaların, afet müdahale süreçlerinin etkinliği ve şeffaflığı üzerinde etkili olduğu belirtilmektedir.
Sonuç olarak, Kızılay’ın şirketleşme süreci ve bu süreçte yaşanan sorunlar, Türkiye’de ve uluslararası platformlarda dikkatle takip edilen bir konu haline gelmiştir. Kızılay’ın gelecekteki afet müdahale politikalarını gözden geçirerek, sorunlara çözüm bulması ve daha etkin bir şekilde hizmet sunması beklenmektedir. Konuyla ilgili olarak, Kızılay’ın kamuoyuna açıklama yapması ve şeffaf bir şekilde hesap vermesi önem arz etmektedir.
