İstanbul’un en eski geleneksel evi olarak bilinen Kavafyan Konağı, 18. yüzyıldan günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. S. Feyza Ergün, 1751 yılında inşa edilen bu konak yapısının Türk kültür mirası için büyük bir öneme sahip olduğunu belirtmektedir. Üç katlı olan Kavafyan Konağı’nda 2 sofa, 1 taşlık, 5 eyvan ve 13 oda bulunmaktadır. İstanbul’un geleneksel mimarisine öncülük eden bu yapı, şehrin en eski konakları arasında yer almaktadır.
Konak hakkında bilgi veren Ergün, yapının Boğaziçi köy içi mimarisine öncülük ettiğini ve günümüzde korunan en eski ahşap yapılardan biri olduğunu belirtmektedir. Yapının üç katlı olduğunu ve merkezi sofa planıyla tasarlandığını vurgulayan Ergün, yapının dönemin tipik özelliklerini yansıttığını ifade etmektedir. İsmini taşıyan Kavafyan ailesi uzun yıllar bu konakta yaşamış ve yapının bugünkü durumunu koruması için çelik taşıyıcılarla desteklenmiştir.
Ergün, konak yapısının boş durumda olduğunu ancak bir onarım çalışmasından sonra tekrar kullanılabilir hale gelebileceğini belirtmektedir. Araştırmacılar, Osmanlı mimarlık tarihiyle ilgilenenler ve meraklılar için büyük bir kaynak olan Kavafyan Konağı’nın korunması gerektiğini vurgulamaktadır. Özgün özelliklerini günümüze kadar koruyan bu nadir yapının Türk kültür mirasına olumlu katkı sağlayacağını belirten Ergün, yapının ziyaretçilere açık olması ve gözlem yapmaya olanak tanıması gerektiğini ifade etmektedir.
İstanbul’un en eski konaklarından biri olan Kavafyan Konağı’nın tarihi ve mimari açıdan büyük bir değere sahip olduğu görülmektedir. Yapının geleneksel özelliklerini koruyarak günümüze kadar varlığını sürdürmesi, bu mirasın gelecek kuşaklara aktarılması bakımından önemlidir. İstanbul’un köklü tarihine ışık tutan bu yapı, korunarak ziyaretçilere açılmalı ve Türk kültür mirasının bir parçası olarak yaşatılmalıdır.
