Türkiye Cumhuriyet Halk Partisi’nin gençlik kollarının resmi Twitter hesabı, ülkenin futbol federasyonu TFF başkanlığı seçimlerinde zafer kazanan İbrahim Hacıosmanoğlu’nu tebrik etti. CHP gençlik kollarına göre Hacıosmanoğlu, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteklediği adayı yenmiştir. Gençlik kolları ayrıca, seçimlerde baskıya ve tehditlere boyun eğmeyen “onurlu” delegelere tebriklerini iletti. Ayrıca, bir mizah aracı olarak Erdoğan’ın Mehmet Büyükekşi’ye bağlı olduğu bir meme oluşturuldu ve yazıldı: “Onun kuklası kaybetti. Şimdi, onun sırası”.
Hacıosmanoğlu ise, zaferini ilan ettikten sonra Erdoğan’a teşekkür etti ve “Kıymetli Cumhurbaşkanımıza ilk olarak teşekkür etmek istiyorum. Kıymetli Cumhurbaşkanımızın dostu olma onurunu taşıyorum” dedi.
CHP gençlik temsilcilerini yanıltan “yanlış anlama” Ali Koç’un Fenerbahçe futbol kulübü başkanı ve Koç ailesinin (Türkiye’nin en büyük holdingi Koç Holding’in sahipleri) olduğuna inanılan Erdoğan karşıtı biri olduğu inancından kaynaklanmaktadır.
CHP gençlik kolları hala genç oldukları ve bazı hatalar yapabilecekleri görüşünde. Ancak büyük kardeşlerinin ne yaptığına bakmak daha aydınlatıcı olabilir. Örneğin CHP genel merkezi 11 Temmuz’da asgari ücretliler ve emekliler için maaş artışı taleplerini dile getirmek için bir “protesto” çağrısında bulundu.
Sözde yapılan protesto kapsamında, CHP, Türkleri saat 21:00’de ışıklarını söndürmeye ve açmaya davet etti. Ancak Erdoğan rejimine karşı bu tür protestoların gerçekten bir etki yaratabileceğini iddia etmek oldukça şüphelidir. Türkler, 1990’larda Türk devletinin kontrolünü ele geçiren mafyalara karşı böyle protesto eylemleri uyguladı. Ama sonuç alamadılar. Bugün dahi, devlet aynı mafyaların kontrolünde kalmaya devam etmektedir.
Son 22 yıldır CHP, bir sonraki erkene alınmış seçimlerde zafer elde etmenin kendileri için mümkün olduğuna inanarak Erdoğan rejiminin sonunun geldiğini yayınlamaktadır. Ancak politik düzende CHP’nin rolü, rejimin bir diktatörlük olup olmadığı konusunda karışıklık yaratmaya hizmet etmektedir.
Türkler “aptal” veya “genç” değil. Ancak hayatta normal bir şekilde devam etmek için umuda ihtiyaçları olduğunu savunuyorlar. Türkiye’deki korkunç durum, kişinin bu koşullar altında normal bir şekilde işlev görmesi için bir umuda ihtiyaç duyduğunu göstermektedir. Bu nedenle, CHP’nin 31 Mart’taki yerel seçimlerdeki “zaferi” sonrasında Türkiye’de bulunan bol miktardaki iyimserlik fazla şaşırtıcı değildir.
