Türkiye’de imam-hatip okulları, son zamanlarda yaşanan gelişmelerle sıkça gündeme gelmektedir. Özellikle Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavında tercih yapmayan öğrencilerin imam-hatip okullarına yerleştirilmesi ve bazı ortaokulların imam hatip okullarına dönüştürülmesi konuları tartışmalara yol açmaktadır. Bu doğrultuda, Kadıköy’deki Yeşilbahar Ortaokulu’nun imam-hatip okuluna dönüştürülmesi kararı, veliler, öğrenciler, öğretmenler ve mahalle sakinleri arasında tepkilere neden olmuştur.
Yapılan protesto yürüyüşü ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gönderilen ihtarname ile bu karara karşı çıkanlar, okulun imam hatip ortaokuluna dönüştürülmesinin geri alınmasını talep etmektedir. Bu konuda mahalle sakinlerinden İbrahim Gencel’in oğlunun sekizinci sınıfa geçmesiyle ilgili yaşadığı deneyim, velilerin tepkilerini gözler önüne sermektedir. Eğitim Reformu Girişimi’nin açıkladığı rapora göre, son yıllarda imam-hatip ve Anadolu imam-hatip liselerinin sayısında ciddi artışlar yaşanmıştır. Bu durum, eğitim sistemine ilişkin çeşitli kaygıları beraberinde getirmektedir.
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Özer, okulların dönüştürülmesiyle ilgili olarak karşı çıkanların kaygılarını anladığını belirtmekle birlikte, bu kaygıların bazen ideolojik olduğunu ifade etmektedir. Özer’e göre, TEOG sınavı sonucunda imam hatip okullarına yerleştirilen öğrencilerin sayısı yaklaşık olarak 40 bin civarındadır. Eğitim-Sen ise yerleştirme sürecinde yaşanan sorunlara dikkat çekerek, hiçbir öğrencinin istemediği bir okul türünde okumaya zorlanmaması gerektiğini vurgulamaktadır.
CHP Milletvekili Namık Havutça’ya göre, hükümetin imam hatip liselerini genel liselere dönüştürme hedefi bulunmaktadır. Havutça, öğrencilerin isteği dışında bir seçeneğin dayatılmasının çağdaş eğitim sistemlerine aykırı olduğunu dile getirmekte ve normal liselerin yaygınlaşması gerektiğini savunmaktadır. Meclis Eğitim Komisyonu Başkanı Mehmet Naci Bostancı ise, imam hatip okullarının geçmişi ve halk nezdindeki algısını hatırlatarak, yapılan dönüşümlerin velilerin ve çevre sakinlerinin görüşleri doğrultusunda yapılması gerektiğini vurgulamaktadır.
Sonuç olarak, imam-hatip okullarının artan sayısı ve dönüşümleri, eğitim sistemi ve toplumda çeşitli tartışmaları beraberinde getirmektedir. Veliler, öğrenciler, öğretmenler ve mahalle sakinlerinin görüşlerinin dikkate alınması ve eğitim sisteminin herkesin ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Bu süreçte, yapıcı bir diyalog ve tartışma ortamının oluşturulması önem arz etmektedir.
