Dünya genelinde hızla yayılan ve birçok ülkeyi etkisi altına alan COVID-19 salgını, eğitim sistemlerini de olumsuz yönde etkilemiştir. Pandemi sürecinde okulların kapatılmasıyla birlikte öğrenciler, uzaktan eğitim yoluyla eğitimlerini sürdürmek zorunda kalmışlardır. Türkiye’de de Milli Eğitim Bakanlığı bu süreçte çeşitli önlemler almış, uzaktan eğitim uygulamalarını hayata geçirmiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı, salgın sürecinde eğitim öğretim faaliyetlerini aksatmamak adına uzaktan eğitim modellerini aktif hale getirmiştir. Öğrencilerin evlerinde güvenli bir şekilde eğitim almalarını sağlamak amacıyla uzaktan eğitim platformları oluşturulmuş ve ders içerikleri çevrimiçi olarak sunulmaya başlanmıştır. Böylelikle öğrenciler, pandemi sürecinde derslerine devam edebilmiş ve eğitimlerinden geri kalmamışlardır.
Ancak uzaktan eğitim sistemleri, bazı öğrenciler için erişim sorunu yaratabilmektedir. Özellikle kırsal kesimlerde internet erişiminin zayıf olması, öğrencilerin eğitimlerine devam etmelerini engelleyebilmektedir. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı, uzaktan eğitim sürecinde öğrencilere destek olmak amacıyla çeşitli önlemler almış ve gerektiğinde okullarda yüz yüze eğitim imkanı sağlanmıştır.
COVID-19 salgını sonrası dünyada eğitim alanında dijitalleşme ve teknoloji kullanımı daha da önem kazanmıştır. Uzaktan eğitim, öğrencilere esneklik ve özgürlük sağlamakla birlikte, teknoloji ve internet erişimi konusunda eşitsizlikleri de gündeme getirmiştir. Bu sorunların çözümü için ise devletler ve eğitim kurumları tarafından uzun vadeli politikalar geliştirilmesi gerekmektedir.
Türkiye’de de Milli Eğitim Bakanlığı, COVID-19 salgını sonrasında eğitim sisteminin daha dirençli hale getirilmesi amacıyla çeşitli adımlar atmaktadır. Pandemi sürecinden çıkarılan dersler, öğrencilerin eksikliklerinin belirlenmesi ve giderilmesi için kullanılmaktadır. Ayrıca dijital eğitim platformlarının geliştirilmesi ve öğretmenlerin dijital eğitim konusunda desteklenmesi de önemli adımlar arasındadır.
COVID-19 salgınının eğitim üzerindeki etkileri uzun vadeli olarak değerlendirildiğinde, eğitim sistemlerinin daha esnek ve dirençli hale getirilmesi gerektiği açıkça görülmektedir. Dijitalleşme ve teknoloji kullanımı, öğrencilere daha etkili ve verimli bir eğitim imkanı sunmakla birlikte, eşitsizlikleri de ortaya çıkarabilmektedir. Bu nedenle devletlerin, eğitim kurumlarının ve paydaşların işbirliği içinde hareket ederek, eğitim sisteminin güçlendirilmesi ve her öğrencinin eğitime erişiminin sağlanması önem arz etmektedir.
