2 Ekim 2020 tarihinde Türkiye’de COVID-19 verilerinin açıklanmasıyla birlikte sadece semptom gösteren hastaların sayılarının paylaşıldığı ve test sonucu pozitif çıkan herkesin vaka olarak kabul edilmediği ortaya çıktı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yaptığı açıklamanın ardından sosyal medyada vaka sayılarıyla ilgili tartışmalar başladı. Vaka sayılarının hasta sayıları ile karıştırılmaması gerektiğini belirten Bakan Koca, test sonucu pozitif çıkan her bireyin vaka olarak kabul edildiğini ancak belirti göstermeyen taşıyıcılar ve hastalık belirtileri olan hastalar arasında ayrım olduğunu açıkladı.
Bu açıklama sonrası pek çok tartışma başladı ve Türk Tabipleri Birliği ve Bilim Kurulu üyeleri konuya ilişkin farklı açıklamalarda bulundu. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi önemli bilim insanlarından Prof. Dr. Deniz Çalışkan, yaşamın sadece bilimsel değil aynı zamanda politik kararlarla da şekillendiğini belirterek, ülkelerin salgınla mücadelede aldıkları farklı yolların kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Öztürk ise vaka ve hasta sayısı arasındaki farkın belirtilmesi gerektiğini vurgulayarak, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi gerektiğini belirtti. Sağlık Bakanlığı’nın verilerin daha şeffaf bir şekilde paylaşılması gerektiği konusunda açıklamalar yapan TTB Merkez Yürütme Konseyi Üyesi Dr. Halis Yerlikaya ise pandemi sürecinde yaşanan belirsizliklerin önemini vurgulayarak, halkın doğru bilgilendirilmesi gerektiğini belirtti.
Ayrıca PCR testi pozitif olan bireylerin semptomlarına bakılmaksızın COVID-19 hastası olarak kabul edilmesi ve yapılan testlerin şeffaf bir şekilde paylaşılması gerektiği vurgulanmıştır. Türkiye’de yapılan testlerin hangi kriterlere göre ve hangi hastalara uygulandığı konusunda bir belirsizlik bulunduğu ve toplumun doğru bilgilendirilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Sonuç olarak, pandemi sürecinde sağlık verilerinin şeffaf bir şekilde paylaşılması ve toplumun doğru şekilde bilgilendirilmesi büyük önem taşımaktadır.
