10 Ekim 2015 tarihi, Türkiye tarihinin en acı olaylarından birine sahne olmuştu. Ankara’nın başkentliğini de yapan Türkiye’nin en yoğun bölgelerinden biri olan Ulus’ta düzenlenen barış mitinginde meydana gelen patlama, önemli bir dönüm noktası olarak tarihe geçti. Bu acı olayda hayatlarını kaybedenlerin hikayeleri ise hala unutulmuş değil.
Patlamanın ardından başlayan bilinmezlik dolu günlerde, ailelerin kaybolan sevdiklerine ulaşma umuduyla sokaklarda dolaşması, haber bültenlerinde sürekli olarak isimlerin ve fotoğrafların tekrarlanması, toplumu derinden etkilemişti. Ancak bu trajedinin asıl yarası, hayatlarını kaybedenlerin arkasında bıraktıkları hikayelerdi.
Bunlardan biri de 9 yaşındaki Efe Doğan’ın hikayesiydi. Patlamanın meydana geldiği gün, babası ile birlikte mitinge katılan Efe’nin hayali, babasının memleketine gidip anneannesi ile tanışmaktı. Ancak bu hayal, patlama ile birlikte yarım kaldı. Efe’nin annesi, oğlunun hayalinin gerçekleşmesi için her şeyi yapmaya hazırdı. Ancak artık bunun gerçekleşme olasılığı yoktu.
Başka bir hikaye ise Numan Durak’a aitti. 45 yaşındaki evli ve 2 çocuk babası olan Numan, patlamanın meydana geldiği gün eşiyle birlikte mitinge gitmişti. Ancak patlama sonrası Numan’ın eşi kurtulurken o hayatını kaybetti. Numan’ın ailesi, onun neşeli ve şakacı kişiliğini hala özlüyor. Oysa ki artık Numan’ın evdeki koltuğunda oturup espriler yapması, çocuklarıyla oyunlar oynaması mümkün değil.
Diğer bir hikaye de Sakine ve Mehmet Aydın çiftine aitti. 52 yaşındaki Sakine ve 48 yaşındaki Mehmet, patlamanın meydana geldiği gün, birlikte Katılım Demokratik Kültür Derneği’nde çay içmek için buluşmuşlardı. Ancak patlama sonrası Sakine ve Mehmet’in hayatları da sonsuza dek değişti. Sakine’nin ailesi, onu gülerken, eşiyle el ele tutuşurken hatırlıyor. Mehmet’in ailesi ise onu daima sabah kahvaltılarını hazırlarken, evin bahçesinde çiçekleri sularken hatırlıyor.
Ankara’da yaşanan bu trajedi, sadece o gün orada bulunanları değil, tüm Türkiye’yi etkiledi. Patlama sonrası hayatını kaybedenlerin hikayeleri, hala yürekleri dağlıyor. Bu hikayeler, sadece isimlerden ve fotoğraflardan ibaret değil, onların hayalleri, umutları ve sevdikleriyle olan bağlarıyla dolu. Unutulmamaları ve bu acı olayın bir daha yaşanmaması için ise toplumun birlik içinde olması gerektiği açıktır. Bu hikayelerin hatırlanması, geleceğe dair daha sağlam adımlar atılmasını sağlayabilir.