Türkiye’de 28 Mayıs Pazar günü gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın tekrar kazanması, Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenliler arasında kutlamalara yol açtı. Birçok Avrupa ülkesinde Türkiye kökenli vatandaşlar, bayraklarla donattıkları araçlarla konvoylar düzenleyerek seçim zaferini kutladılar. Ancak bu kutlamalar ve Erdoğan’a destek, bazı politikacıları rahatsız etti. Almanya’nın Gıda ve Federal Tarım Bakanı Cem Özdemir, Almanya’nın çeşitli bölgelerinde sokaklara çıkarak Erdoğan’ın zaferini kutlayanları eleştirdi. Özdemir, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Otomobil konvoyları biraz otoriter politikacının masum taraftarlarının kutlamaları değildir. Bu bizim çoğulcu demokrasimizi reddetmektir. Bu bizim çuvalladığımızın göstergesidir. Bu görmezden gelinemez” dedi. Bu eleştirilere cevap ise Almanya’nın ana muhalefet partisinin CDU/CSU kanadından geldi. CSU’lu Avrupa Parlamentosu milletvekili ve parti güdümlü Hans Seidel Vakfı Başkanı Markus Ferber, “Evet, Erdoğan’ın bizden daha iyi ulaştığı çok sayıda Alman-Türk var. Bu durum değişmeli. Ama bu, Erdoğan’ı seçenleri eleştirmekle olmaz. Seçmenlere küfür etmekle hedefe ulaşılamaz” diyerek Özdemir’i eleştirdi. Almanya’da CDU’lu dış politika uzmanı Johann Wadephul da Özdemir’in yaklaşımına sert tepki gösterdi ve Özdemir’in Türkleri sınır dışı etmek mi istediğini sordu. Türkiye kökenli Alman vatandaşlarının durumuyla ilgili Federal İçişleri Bakanlığı’nın daha gerçekçi bakması gerektiğini belirtti.
Aynı zamanda Türk kökenli Hollandalılar da seçim sonrası kutlamalara katılanlardı. Ancak Hollanda’nın ırkçı siyasetçisi Geert Wilders, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda tüm Türkleri Hollanda’yı terk etmeye çağırdı. Wilders, Türkiye’nin batmakta olduğunu iddia ederek tepki çeken bir paylaşımda bulundu. Siyasetçilerin bu tür tepkileri, Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenliler arasında ve Türkiye ile ilişkilerde gerilime yol açabilir. Türkiye’nin Avrupa’daki seçmen tabanını etkilemek ve destekleri kazanmak için daha dikkatli politikalar izlemesi gerekebilir. Avrupa’daki Türk kökenli vatandaşların da kendi ülkeleri ve Avrupa ülkeleri arasındaki ilişkilere katkı sağlamak için daha dengeli ve sağduyulu davranmaları önem arz etmektedir. Bu tür siyasi gerginlikler, toplumlar arasında daha fazla ayrışmaya neden olabilir. Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenlilerin ve politikacıların ortak sağduyulu bir dil bulmaları, tansiyonun düşürülmesine ve daha uyumlu bir ortamın oluşmasına katkı sağlayabilir.
