Türkiye’de 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) sürecinde yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ülkenin gündemini oldukça etkiledi. 2017 yılında 18 adet KHK yayımlanarak toplamda 28 bin 284 kamu görevlisi ihraç edildi, 1554 kişi ise görevlerine iade edildi. Bu KHK’larla çok sayıda dernek, vakıf, gazete ve dergi de kapatıldı. Ayrıca idari ve hukuki değişikliklere gidilerek eleştirilere yol açtı.
Bu kararnameler arasında en dikkat çekici olanlardan biri, 679 sayılı KHK oldu. Bu KHK ile 8 bin 400 kamu görevlisi ihraç edilirken, emniyet, adalet ve sağlık bakanlıklarından da çok sayıda kişi görevden alındı. Ayrıca akademisyenler de ihraç edilenler arasındaydı. 679 sayılı KHK’nin yanı sıra 680 sayılı KHK ile yurda dön çağrısına uymayanlar vatandaşlıktan çıkarılmasına yönelik düzenlemeler yapıldı.
Diğer yandan 681 sayılı KHK ile Milli Savunma Bakanlığı’nın yetkileri artırıldı, TSK İç Hizmet Kanunu’nda değişiklikler yapıldı. 683 sayılı KHK ile kolluk kuvvetlerine düzenlemeler getirilirken, 684 sayılı KHK ile artırılan gözaltı süresi düşürüldü. 685 sayılı KHK ile OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kuruldu ve bu komisyonun görevleri belirlendi.
2017 yılında yayımlanan KHK’lar arasında en tartışmalı olanlardan biri 694 sayılı KHK oldu. Bu KHK ile Başbakan’ın bazı yetkileri Cumhurbaşkanı’na devredilirken, Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatına da yeni düzenlemeler getirildi. Ayrıca MİT’in güvenlik soruşturmaları yapabilme yetkisi genişletildi, milletvekillerine soruşturma açılma olasılığı getirildi.
Son olarak, 695 sayılı KHK ile 2 bin 756 kişi kamu görevinden çıkarılırken, 105 akademisyen de ihraç edildi. 696 sayılı KHK’da ise cezaevindeki hükümlü ve tutukluların duruşmalara badem kurusu ve gri tulum giyerek getirilmesi kararlaştırıldı. Ayrıca askerde hayatını kaybedenlerin çocukları ve kardeşlerine askerlikten muafiyet getirildi.
Yaşanan bu değişiklikler, OHAL sürecinin Türkiye’de yarattığı etkileri ve ülkede devam eden güvenlik endişeleriyle ilgili dikkatle incelenmeli ve değerlendirilmelidir. Türkiye’nin karşı karşıya olduğu bu zorlu süreçte alınan kararların halk nezdinde kabul görüp görmediği de önemli bir konudur.
