FETÖ’nün hain darbe girişiminden sekiz yıl sonra, İstanbul 15 Temmuz Müzesi, Türkiye ve dünya genelinde darbelerin etkilerini ziyaretçilere hatırlatmaya devam ediyor. Müze, 2019 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından darbe girişiminin üçüncü yıldönümünde açıldı ve Temmuz 15 Şehitler Köprüsü’nün Anadolu yakasında bulunuyor. Temmuz 15 Şehitler Anıtı’nın yanında yer alan müze, iki katı kapsayan ve “bir anı alanı” olarak da tanımlanan çeşitli görsel ve işitsel sergileri, şehitlerin ve gazilerin kişisel eşyalarını barındırıyor. Ayrıca Türkiye’de ve dünyada darbeler tarihi hakkında bölümlere de yer veriliyor. Müze Müdürü Tuba Danış Ketancı, alanın özellikle bir anı alanı olarak tasarlandığını ve darbe girişiminin üçüncü yıldönümünde açıldığını Anadolu Ajansı (AA)’na açıkladı.
Ketancı, Temmuz 15 darbe girişiminin eşsizliğini vurgulayarak, “Dünyada her yıl darbeler gerçekleşiyor. Ancak FETÖ tarafından gerçekleştirilen Temmuz 15 darbe girişimine sivil halkın silahsız olarak gösterdiği direniş, şüphesiz Türk milletinin şerefini yüceltmiştir. Şehitlerimiz ve yaşayan tanıklar hala hafızamızda tazeliğini koruyor. Bu nedenle İstanbul 15 Temmuz Müzesi’nin kurulması hayati bir öneme sahipti ve bu bilgiyi gelecek kuşaklara aktarmalıyız” dedi. Müzenin rolünü bir anı alanı olarak vurgulayan Ketancı, tüm ziyaretçilere ilk mesajlarının “asla unutma” olduğunu belirterek, güvenlik kamerası görüntülerini ve olayların kronolojik sergilerini cep telefonu kayıtlarıyla birlikte sunarak ziyaretçilere o geceyi tekrar yaşatmayı amaçladıklarını belirtti.
Müzenin önemli sergilerinden biri olan “Çağrı ve Zafer” adlı video, halkın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sokaklara çıkma çağrısına nasıl yanıt verdiğini ve nihayetinde darbe girişimini bozguna uğrattığını gösteriyor. Müzede o geceye ait birçok nesne sergileniyor, bu nesneler arasında Genelkurmay Karargahı önünde bir tank tarafından ezilen bir sivil araç ve ülke genelinden toplanan şehitlerin ayakkabıları da yer alıyor. Önemli eşyalar arasında o gece şehit olanların giydiği 32 çift ayakkabı, şehit Ömer Halisdemir’in bere ve hançeri, sivillere karşı kullanılan kurşunlar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısında kritik bir rol oynayan gazeteci Hande Fırat’ın cep telefonu da bulunuyor. Müze ayrıca şehitlerin ve gazilerin motosikletleri, kaskları, telefonları, cüzdanları ve anahtarlarını da sergiliyor.
Ketancı, müzenin olaylara başlangıçtan bitişe kadar kapsamlı bir deneyim sunmak için dijital ekranlar kullandığını belirtirken, FETÖ’nün ne ilk ne de muhtemelen son tehdit olmadığını vurgulayarak geniş bir mesaj iletmeyi amaçladıklarını belirtti. “Kolonial koridor” bölümü, insanların kaynaklar ve emeğin sömürüsünden başlayarak küresel bir hegemonik sistemin kurulmasına kadar olan emperyalizmin tarihini izliyor. Müze ayrıca Türkiye ve dünya genelindeki darbeler tarihine ve sömürüye karşı duran figürlere adanmış bir bölümü de içeriyor. Ketancı, müzenin tüm yıl boyunca farklı yaş gruplarından ve farklı meslek gruplarından ziyaretçileri çektiğini söyleyerek, ziyaretçi kitlesinin okulları ve hem yerli hem de uluslararası tur gruplarını kapsadığını belirtti. “İstanbul 15 Temmuz Müzesi, Galata Kulesi ve İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin ardından İstanbul’da en çok ziyaret edilen müzelerden biridir” dedi ve çocuklar için hazırlanan etkinlik kitaplarının da çok popüler olduğunu ekledi.
