Türkiye'deki kadınlar, kadın kuşağı programlarının olumsuz etkisinde kalıyor

Kadın Kuşağı Programları Türkiye’deki Kadınları Nasıl Etkiliyor?

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, toplumda kadın farkındalığı konusunu değerlendirdi. Kadın programlarının kişi ve toplum üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çeken Tarhan, kadın kuşağı programlarının zararlı olduğunu belirtti. Bu programların kötülüğü sıradanlaştırdığını, saf zihinleri yanıltıp kötü örnekler oluşturduğunu ve kötü şeyleri seyretmenin bir hastalık olduğunu vurguladı. Tarhan, kadınların derneklerde yer alarak sosyal sorumluluk faaliyetlerine katılması gerektiğini savundu.

Tarhan ayrıca, kadınların özgürleşme hareketinin 1960’lardan sonra daha fazla önem kazandığını belirtti. Türkiye’nin Avrupa’dan daha önce kadınlara haklar verdiğini dile getiren Tarhan, kadınların sosyal hak ve fırsatlarda eşit olma yolunda büyük mesafe katettiklerini söyledi. Ancak, dünya genelinde bazı kültürlerde erkeklerin bu değişime hazır olmaması nedeniyle sorunlar yaşandığını ifade etti. Tarhan, kadın özgürlük hareketinin başlangıçta haklı bir mücadele iken ilerleyen yıllarda rayından çıktığını ve kadın-erkek ilişkilerinin savaşa dönüştüğünü belirtti. Bu durumun evlenme oranlarını düşürdüğünü, boşanma oranlarının ise arttığını aktardı. Türkiye’de boşanma oranının yüzde 38 olduğunu, Avrupa’da ise yüzde 60-70 civarında olduğunu dile getirdi.

Kadınların toplumdaki yerine ve haklarına dair tartışmalar devam ederken, Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın açıklamaları önemli bir perspektif sunuyor. Kadın kuşağı programlarının doğurduğu negatif etkileri vurgulayan Tarhan, bu tür programların izlenmesinin bireyleri duyarsız ve kötücül yapabileceğini belirtiyor. Kadınların toplumda daha etkin roller üstlenebilmesi için dernekler ve sosyal sorumluluk projelerine katılmalarını öneren Tarhan, bu şekilde kadınların potansiyellerini daha iyi değerlendirebileceklerini ve toplumsal sorunlara çözüm üretebileceklerini ifade ediyor.

Kadınların eşit haklara sahip olmaları ve toplumda daha fazla söz sahibi olmaları için yapılan mücadelelerin önemi üzerinde duran Tarhan, dünya genelinde kadın erkek eşitliğine yönelik sağlanan ilerlemeleri ve karşılaşılan zorlukları detaylı bir şekilde ele alıyor. Kadınların sosyal ve siyasi alanda daha aktif olmalarının önemini vurgulayan Tarhan, kadınların toplumsal yaşamda daha fazla yer almaları gerektiğini belirtiyor. Kadınların güçlenmesiyle birlikte toplumun da daha adil ve dengeli bir yapıya kavuşacağına işaret eden Tarhan’ın değerlendirmeleri, kadın hakları konusundaki kamuoyu tartışmalarının derinleşmesine ve bilinçlenmesine katkı sağlayacak nitelikte.