İstanbul-Çekmeköy İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü öğrencileri aileleriyle birlikte namaza çağırdı - Medyascope

İstanbul-Çekmeky İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü öğrencileri aileleriyle namaza çağırdı – Medyascope

Ülkenin farklı yerlerinde uygulanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) projesi kapsamında İstanbul’un Çekmeköy ilçesinde düzenlenen “Hep birlikte huzura – Hacı Yusuf Cebir Camii sabah namaz programı” duyurusu tartışmalara neden oldu. Program, öğrenciler ve ailelerini camideki namaza davet ederek gerçekleştirilecek olup, bazı veli ve öğretmen temsilcileri bu uygulamaya tepki gösterdiler.

İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yaptığı duyuruda, Çekmeköy İlçe Müftülüğü işbirliği ve ÇEDES projesi kapsamında gerçekleştirilecek etkinliğe öğrenci ve velilerin davet edildiği belirtildi. Programın 14 Ocak Pazar günü düzenleneceği ve namaz sonrası çorbanın ikram edileceği aktarıldı. Ancak bazı öğretmenler ve Veliler Derneği Genel Başkanı Ömer Yılmaz, çocukların okulda olması gerektiğini ve bu tür davetlerin yaşam tarzına müdahale anlamına geldiğini belirttiler.

Eğitim-Sen İstanbul 2 No’lu Şube Hukuk Sekreteri Çayan Çalık da bu tip etkinliklerin öğrencileri olumsuz etkilediğini ve ilçe milli eğitim müdürlüğünün görevinin öğrenciler için cemaat bulmak olmadığını vurguladı. Projelerin, belli bir dini yaşam tarzının dayatılmasına neden olabileceğini ve genç nesillerde tarikat ve cemaatlere yönelmeye yol açabileceğini söyledi. Bu sebeple laik, bilimsel ve kamusal eğitimin önemini vurguladı.

ÇEDES Projesi, Millî Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan bir protokol kapsamında yürütülüyor. Bu proje ile MEB okullarındaki öğrencilere değerler eğitimi verilmesi hedefleniyor. Ancak bu tür etkinlikler, dini ritüellerin baskı aracı olarak kullanılması ve öğrencilerin eğitim hakkının ihlal edilmesine sebep olabileceği endişesini doğuruyor.

Sonuç olarak, Çekmeköy’de düzenlenecek sabah namazı etkinliği çağrısının yanlış bir uygulama olduğu ve öğrencilerin öncelikli olarak eğitim haklarının korunması gerektiği üzerinde ciddi bir tartışma başlamış durumda. Bu tür programların, kamusal eğitim sistemine zarar verebileceği ve öğrencilerin dini inançları üzerinden ayrımcılığa maruz kalabileceği endişesi toplumda büyük bir hassasiyetle karşılanıyor.